seyda_delale
Baş Çavuş
Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 26/01/09
 |  Konu: *Sen Yâr Ol Bana!*  Salı 4 Ağus. - 22:33 | |
| 
Sen…
…
yar ol bana!
…
Sen bana yar ol, önce kalü beladan başla, Âdemden, topraktan, ilk damladan...
La ilaheden başla, illa başkaldırışının ebuzerinki gibi olması gerektiğini anlat; korkmadan, vazgeçmeden, ayaklarının ve yüreğinin sabitliğiyle...
Bismillahın bereketini anlat,
Hamdın sahibinden bahset,
Beni titreten her yeni olguyu, bir bebeğin ilk adımındaki heyecan ve muhtaçlık duygusuyla sar ki, ruhumun ve bedenimin ihtiyacı olan tüm fıtri özlemleri yaşayayım.
Bana kardeşliği; Harun ve Musa’nın kardeşliğini, birbirlerine nasıl sırt oldular, omuz verdiler onu anlat…
Bana ilk kanı anlat, Habil’in kanının timsali, akan tüm kanları...
İnce sızılarla dokunan ve karanlıklarda dile gelen kutlu sevdanın sağlamlığını, daimliğini...
Çatılardan, semalara haykırılan aşkın; sabrı nasıl gergef gergef işlediğini anlat yüreklere!
Hicretlerimizi, gece yürüyüşlerimizi, serzenişlerimizi, yürek yangınlarımızı, yürek göçlerini…
Anlat öteliğe giden ömrün başkaldırışlarını,…
Yüreğe saplanan ok nasıl yaradan yâre dönermiş,
Yar ol ve anlat.
Sen bana yarr ol, Ömer duruşunu anlat!
Bana yarr ol, Ebuzer’in kıyamını anlat,
Bana yar dokunuşuyla dokun, tamamla müminin miracıvari tüm eksiklikleri!
Yar ol bana, bana YÂRİ anlat!
Yar ol bana, yâre nasıl yaren olunur, onu anlat!
Sırra vakıf olmanın Ebubekr misali sahipliğini, Muhammed eminliğini, Ömer adaletini, Ali’nin Allah’ın aslanı oluşundaki kükreyişini, anlat…
Bana Osman’ın azmini ve saflığını anlat...
Bana Osman’ın rüyasının derinliğini anlat! Hani Muhammed, Ebubekr ve Ömer’e; zalim kâfirlerin Muhammed ümmetine su vermeyişini veryansın ile anlatıyordu ya… Bana o rüyadaki serinliği, o rüyanın derinliğini, o rüyanın hikmetini anlat.
Bana ümmetin Nuh’un gemisi misali nasıl da sular altına gömülmek üzere olduğu ve bu hale nasıl geldiklerini anlat!
Kurtuluş gemisine nasıl ihanet edildiğini anlat.
Bana Sayger’in yağmur ormanlarını anlat.
Bana Hama’yı anlat!
Bana Çeçenya’yı anlat!
Merhametin yüreklere nasıl nakşedildiğini anlat! Ve nasıl hayvani duyguların ön plana çıktığını, en kutsal değerler ve ahlaki ölçülerin nasıl yitirildiğini anlat!
Eyy yar, bana Yusuf’un gömleğini anlat!
Bana Ömer Muhtar’ın yalnızlığını ve yalın(!)lığını anlat!
Bana tüm ihanetleri sen anlat!
En birincil ağızdan ve yüreğimin en ücra köşesinde sakladığım senin dilinden seni anlat!
Muhammed’in verdiği emanete nasıl sahip çıkılırmış, anlat bana yaşayarak ve yaşatarak!
Kadın nasıl bir devletmiş, Zeynep kimmiş, Hanne nasıl bir anaymış, Hatice’nin kervanlarını, Meryem’in iffeti asaletini anlat!
Anlat eyy yar! Hepsini yalın bir bakışla, süzgeçten geçirip, vicdan mahkemesine çıkarıp, Kuran’ın ölçütleriyle hareket ederek...
Anlat bütün alçalışları, ihanetleri, yok oluşları, zalimleri, küfrü!
Ebu cehillerin nasıl dünyaya hükmetmek istediğini anlat!
Baba olma yolunda nasıl mücadele edip birbirlerinin kanını içtiklerini anlat! Cehaletin babalarını!
Nasıl yok olunan, çürütmeye ittikleri bir neslin temelleri atılıyor, büyük bir günah karanlığıyla ve nasıl tüm dengeler yaratılmışların eliyle oyuna sevkediliyor!
…
Bana ebabillerin semalarda süzülüşünü, davayı, yedi gök semada taşıyıp yükselttiklerini anlat.
Bana karıncanın kararlılığını ve yaradanın küçücük bir karıncanın hayatının en ince ayrıntısını nasıl hesapladığını, o hesaptaki büyüklüğünü, kuvvet ve kudretini anlat.
Bana “oku!” de ve okut, taa en baştan başlayalım, bin dört yüz sene öncesinden...
Asrı sadete vakıf olalım, dirilelim, birleşelim.
Asırlara and edelim!
Peygamber selamıyla bütünleşip, Uhud’u andıralım birbirimize!
Hira’nın titreyişi gelsin uyanmamız için yüreklerimize ve sarssın bizi, en onulmaz yerimizden!
Bana, dönüşümün nasıl yürekte başladığını ve nasıl bedende vücut bulduğunu anlat eyy yüreği yaralı yarr!
Sızıyı nasıl bedende hisseder bir kul ve nasıl gebe kalır muştulara, onu anlat!
Bir projektör gibi tara tüm coğrafyayı yüreğinle.
Ve yüreğine dokuduğun tüm sızıları, bana anlat.
Eyy yar!
Kimi zaman Ali’nin dili, kimi zaman Ali’nin kılıcı ol, ilmini anlat, davanı anlat... Aşkını, andını anlat.
Anlat ki duyulsun kıyamın yedi kıtada.
Anlat ki, ahirette mizanda kefelerin boş olmasın.
Anlat ki, yürekler yalnızlık ve yarrsızlıktan sapmasın bidatın yollarına!
Yürekte başlayan hikâyeler, yürekte biter.
Bitir tüm sözleri, andları, aşkları…
Tüm kapılar yara açılsın.
Tüm kelimeler yar olsun.
Yar ile şekillensin tüm yaşamın. Ve sona ersin yârin olmadığı yerde yaşam.
Yarr için; yâri anlat bana eyy yarr!
Alfabem y-a-r ile başlasın ve y-a-r-a-m olsun yârin geçtiği her lahzada.
Yüreği yarsızlaşanalara inat, YÂRİM ol, yüreğimi dillendir!
Yüreğinde sızı olmayanlara,
Yüreğinde kor taşımayanlara...
Yüreğini yakmayanlara!
…
Yok, olan yüreklere!
Ot olan yüreklere!
;
VAR olmak!
OD olmak!
YAR olmak!
…
Nihal Bayram / Haziran 2009
| |
|
