Âhiret, son mânâsına gelen “âhir” kelimesinin müennesidir. Ancak âhiret hayatı insan için son değil, bir menzildir, konak yeridir.
Dinî ilimler ıstılahında/literatüründe âhiret, dünya hayatından sonra başlayıp ebediyyen devam edecek olan ikinci hayatın adıdır. Bu ikinci hayatın varlığına inanmak, altı iman esasından biridir. Âhirete iman, ceza ve mükâfat yerine ve gününe inanmak demektir. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ÂHİRET GÜNÜne de kesinkes inanırlar.”
Âhiret iyiler için mükâfat, kötüler için bir ceza yeri olacaktır. Allah Teâlâ cennette lûtfiyle, cehennemde adâletiyle tecelli eder.
“Her canlı ölümü tadacaktır.” (Al-i imran suresi,185 )
“Nerede olursanız olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir.” ( Nisa suresi, 78 )