Admin Admin
Mesaj Sayısı : 48 Yaş : 42 Kayıt tarihi : 01/12/08
| |
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 48 Yaş : 42 Kayıt tarihi : 01/12/08
| Konu: Geri: Fatiha suresi meali C.tesi 29 Ağus. - 13:03 | |
| FÂTİHA SÛRE-İ ŞERİF'İ
"Nefsimi Kudret Elinde Tutan Allah'a Yemin Ederim ki, Allah Fâtiha'nın Bir Mislini Ne Tevrat'ta, Ne de İncil'de, Ne Zebur'da, Ne de Furkân'da İndirmemiştir. O (Namazlarda) Tekrarla Okunan Yedi Âyet ve Bana İhsan Edilen Kur'an-ı Azîm'dir." (Tirmizî)
Sûre-i Şerif'in Takdimi:Mekke-i mükerreme döneminin ilk yıllarında tamamı bir defada nâzil olmuştur. Yedi Âyet-i kerime, yirmi beş kelime ve yüz on üç harften müteşekkildir. Bu Sûre-i şerif'in bir çok isimleri vardır. Kur'an-ı kerim'in ilk Sûre-i şerif'i ve bir bakıma hülâsası olduğu, namazda Rabb'i ile kulu arasında ilâhî bir şifre olduğu için "Açan", "Açış yapan" mânâsına "Fâtiha" adını almıştır. İlk Âyet-i kerime'si "Hamd" ile başladığı için "Hamd sûre-i şerif'i" de denilmiştir. Halk dilinde "Elham" olarak anılmaktadır. Kur'an-ı kerim'in özü olduğu için "Kitab'ın anası" mânâsında "Ümmü'l-kitab" adını alır. "İki defa inen, daima tekrarlanan yedi âyet" mânâsında "Seb'u'l-mesâni" denilir. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki: "Resul'üm! Andolsun ki biz sana daima tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur'an'ı verdik." (Hicr: 87) Ayrıca: "Tam ve mükemmel" mânâsına gelen "Sûretü'l-Vâfiye", "Yeterli" mânâsına gelen "Sûretü'l-Kâfiye", insanlara şifâ verdiği için "Sûretü'ş-Şâfiye", Kur'an-ı kerim'in temeli olduğu için "Esâsü'l-Kur'an", her namazda okunduğu için "Sûretü's-Salât", özlü duâları içine aldığı için "Sûretü'd-Duâ" ve şükrün gereğini ifade etiği için "Sûretü'ş-Şükr" olarak da anılmaktadır.
• Ebu Saîd bin Muallâ -radiyu anh- buyurur ki: "Mescidde namaz kılıyordum. Beni Peygamber -sallu aleyhi ve sellem- çağırdı. Namazı bozup gidemedim. Sonra yanına vararak: 'Namazda olduğum için geç kaldım yâ Resulellah!' dedim. Bunun üzerine Resulullah Aleyhisselâm: "Allah Kur'an-ı kerim'de: 'Ey iman edenler! Allah ve Resul'ü size hayat verecek bir şey için sizi çağırdığında hemen icabet edin!' (Enfâl: 24) Buyurmadı mı?' diye ikaz etti. Sonra bana: 'Ey Said! Ben mescidden çıkmadan sana bir sûre öğreteceğim ki, o Kur'an'ın en büyük sûresidir.' buyurdu. Sonra elimi tuttu. Mescidden çıkmak istediği sırada: 'Yâ Resulellah! Hani bana büyük bir sûre öğretecektiniz?' dedim. Buyurdu ki: "O sûre 'Elhamdü Lillâhi Rabbi'l-âlemin' sûresidir. Seb'u'l-mesâni yani mükerreren nâzil olmuş yedi âyet ve bana verilmiş olan Kur'an-ı azim'dir." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1672) Bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır: "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah Fâtiha'nın bir mislini ne Tevrat'ta, ne de İncil'de, ne Zebur'da, ne de Furkân'da indirmemiştir. O (namazlarda) tekrarla okunan yedi âyet ve bana ihsan edilen Kur'an-ı azîm'dir." (Tirmizî)
• Abdullah bin Abbas -radiyu anhüma- buyurur ki: Cebrâil Aleyhisselâm, Resulullah -sallu aleyhi ve sellem-in yanında bulunduğu bir sırada, yukarıda kapı sesine benzer bir ses işitti. Başını göğe doğru kaldırdı ve: "İşte gökten bir kapı açıldı. Bu güne kadar böyle bir kapı asla açılmamıştı." dedi. Gökten bir melek indi. Cebrâil Aleyhisselâm sözlerine devam etti: "İşte arza bir melek indi, şimdiye kadar bu melek hiç inmemişti." Melek selâm verdi ve Resulullah Aleyhisselâm'a: "Sana verilen iki nuru müjdeliyorum. Bu iki nur senden önce, başka hiçbir peygambere verilmemişti. Birisi Fâtiha sûresi, diğeri de Bakara sûre'sinin son âyetleri (Âmenerrasûlü). Onlardan okuduğun her harf karşılığında sana büyük sevap verilecektir." dedi. (Müslim: 806)
• Ubâde bin Sâmit -radiyu anh-den rivâyet edildiğine göre Resulullah -sallu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir diğer Hadis-i şerif'lerinde: "Fâtiha'yı okumayanın namazı olmaz." buyurmuşlardır. (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 422) Bunun içindir ki namazların her rekâtında okunur.
• Ebu Hüreyre -radiyu anh-den rivâyete göre Resul-i Ekrem -sallu aleyhi ve sellem-, Âzîz ve Celîl olan Allah-u Teâlâ'dan şu Kudsî Hadis-i şerif'i nakletmişlerdir: "Fâtiha'yı kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı benim, yarısı da kulumundur. Kulumun istediği hakkıdır, kendisine verilecektir." Resul-i Ekrem -sallu aleyhi ve sellem- Efendimiz bunu şöyle beyan ediyor: "Bir kul: 'Elhamdü lil-lâhi Rabb'i-âlemin' dediği zaman Allah-u Teâlâ: 'Kulum bana hamdetti.' buyurur. Kul: 'Er-rahmâni'r-rahim' dediği zaman Allah-u Teâlâ: 'Kulum beni umumi ve hususi mânâda olan merhametle andı, beni övdü, senâ etti.' buyurur. Kul: 'Mâliki yevmiddîn' dediği zaman Allah-u Teâlâ: 'Kulum beni tâzim etti, saygı gösterdi, beni büyük tanıdı.' buyurur. Kul: 'İyyake na'büdü ve iyyâke nestaîn' deyince Allah-u Teâlâ: 'Bu benimle kulum arasındadır. (ibadet kuluma, yardım da bana âittir). Kulumun isteği verilecektir.' buyurur. Kul: 'İhdina's-sırâta'l-müstakîm, sıratallezîne en amte aleyhim, ğayri'l-mağdûbi aleyhim veled-dâlliyn.' dediği zaman Allah-u Teâlâ: 'Bu dilek kula âittir, ona isteği verilecektir.' buyurur." (Ahmed bin Hanbel - Müslim: 395)
• Enes -radiyu anh-den rivâyet edildiğine göre Resulullah -sallu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir diğer Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır: "Uyku için yatağa yatarken evvelâ Fâtiha, ikinci olarak İhlâs sûresini okuduğun halde ölümden başka her şeyden emîn olursun." (Câmiu's-sağîr) Resul-i Ekrem -sallu aleyhi ve sellem- Efendimiz Fâtiha Sûre-i şerif'i ile ilgili olarak Hazret-i Cabir -radiyu anh-e şöyle buyurdular: "Dikkat et! Sana Kur'an'da nazil olan en büyük sûreyi bildiriyorum. O Fâtiha sûresidir. Zira onda her derde karşı bir şifa vardır." (Ramuz'ul-ehadis: 6167)
| |
|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 48 Yaş : 42 Kayıt tarihi : 01/12/08
| Konu: Geri: Fatiha suresi meali C.tesi 29 Ağus. - 13:03 | |
| Muhtevâsı: Bu Sûre-i celîle Kur'an-ı kerim'in mukaddimesi mesabesinde olup mânâ itibarı ile Kur'an-ı kerim'e denk bir sûre olarak kabul edilir. İnsanlara dünya saâdetlerini ahiret selâmetlerini kazandırmak, hidayet yollarını göstermek için gönderilmiş olan Kur'an-ı Azîmüşân'ın gayesini, ihtiva ettiği esasları öz olarak içine almıştır. Allah-u Teâlâ'nın her türlü hamd ve senâya, övgüye ve tâzime lâyık olduğu, vahdaniyeti, azameti, O'ndan başka sığınılacak, kulluk edilecek mâbûd-u bil-hak olmadığı, her türlü destek ve yardımın yalnızca O'ndan geldiği, hidayete ermek de, hidayetten sapmak da O'nun kudret elinde olduğu beyan buyurulmaktadır.
[url=http://www.hakikat.com/dergi/187/bsyz187.html]http://www.hakikat.com/dergi/187/bsyz187.html[/url]
| |
|